Pazartesi, Mart 29

şımarık insanlara gıcığım var. daha doğrusu nerede şımaracağını bilmeyen insanlar beni hasta ediyor.

Pazar, Mart 28

I try to walk away and I stumble

hakkındaki bütün fikirlerimi ve düşüncelerimi (biliyorum ikisi de aynı şey ama ben ayrı ayrı söylemek istedim) bi kenara koyup, "i try" dinlerken resmini aldım karşıma.
türkiye'nin en iyi şairlerinden biri de teoman'dır bence. şarkıcı teoman:)

yolculuk

eğitilebilir bi millet değiliz. artık bilmiyorum kanımız mı bozuk nedir? sanırım alışkanlıklar da nesilden nesle geçiyor olduğu gibi. her neyse şimdi otobüsteyim. önümdeki kız kucağındaki fotokopiden bozma bi ders kitabı üzerine bişeyler karalıyor. yani çalışır gibi yapıyor. biz de bol bol fotokopi çektirirdik. yanlış burdan başlıyor zaten. gelip geçici öğrenmek için gelip geçici kitaplar alıyoruz.
---
bu en uzun yazım olabilir, çünkü bilgisayar karşısında değilim.
---
zaman çoğumuzu hızlı tüketicek. çünkü deftere hep çiziktir atıyoruz. yarım yamalak tamamlanmamış cümleler.
---
dün pelin batu'yu izledim. dedim ki erkek ve tarih kötü bi kombinasyon, kötü bi buluşma. tarihe kadın duygusu gerek.
---
bi de yuvaya gidince hatırladım ya da pekişti. tam bi sevgi özürlüyüm. babama o kadar benziyorum ki. sevgi özürlü olmak sevgisizlik değil ama daha kötü.
---
çift olabilme yetisi küçük görülmemeli. tam tersi takdir edilmeli. tek olmak kolay olan. sevgiyi büyütmek zor, yaşamaya değer.
---
eğer ailemden sonra ölürsem, ölene dek muhtemelen kafayı sıyırırım. pişmanlıklarım beni boğar, çok iyi biliyorum. çünkü şimdiden düşünmeye başladım.
---
en iyi yol arkadaşı az konuşan ya da hiç konuşmayandır.
---
sessiz insanlar, sessizliği bozan insanlardan hoşlanırlar.
---

salkım söğüt en sevdiğim ağaç. bi de toz bulutlarını çok seviyorum.
---
sanırım ben heyecanlanmaktan korkuyorum. heyecanlanmayı reddettiğim için sıkıcı biriyim.
---
sude çok güzel bi kız ismi.
---
"love sings" diyor adam ya daha ne desin.
---
o hiç konuşmayan yol arkadaşı var ya. işte onunla tam 1 saattir birbirimizi tanıdığımız halde emin olamadığımız için birbirimize selam vermedik. ben tabi sonunda tutamadım çeneyi. kızı da cam kenarından kaldırmıştım burası benim yerim diye. hahay. bi ara benim mp3 player ikimizin arasında düşmüş. baktım kız uğraşıyo almak için. fırsat bu fırsat dedim. cümleyi bitirmeden herşey anlaşılmıştı zaten. sonra sorulması gerekenler, cevaplanması gerekenler falan işte. 1 saat boyunca adımı hatırlamaya çalışırken o, ben de "o olsa bişey söylerdi" cümlesini tekrar ederek ara ara, selamlaşma faslını erteliyordum.
---
amerikalı yarim doğumgününü kutlamadım diye bana bozuk attı. bi gün onunla evlenicemi söylerken ciddiyim farkında değil.

Cumartesi, Mart 27

bugün yuvaya gidiyorum. çoook özledim.

Cuma, Mart 26

var ya uzun süredir böyle katıla katıla gülmüyordum. bi film var kanaltürkte. adam demir kapıdan tırmanırken kazara kendisini asıyordu. tam benlik bi sakarlık.
macy gray'den gelsin:


Macy Gray - I Try

LUCAS F. DE SOUSA | MySpace Video
bugün kadıköy'e telefon ALMAYA gidiyorum. biraz müzik dinleyip turlarım. kafam güzelleşsin. yalnız dolaşmak en büyük sakinleştiricilerimden biri.
"gerekirse pazar da çalışırız" dediğinde yüzüne tükürüp kafasını parçalamak geçti içimden. ağzımdan çıkansa "pazar çalışmasak iyi olur"du. gelen cevap "o zaman cumartesi tüm gün çalışırız"dı. cevap vermedim. cevabımı başkası aracılığıyla ileticem kendisine. oyunu kuralına göre oynamak gerek.
ofisin içinde volta atan bi delimiz var.

Perşembe, Mart 25

zzz

akşamları içinde hapsolup, aşkı memnu + balık sofrasına yetişemediğim ofisin ebesini mikerim.
bugün özel bi gün. annemle ilk sanal barışmamız gerçekleşti. ben mail attım "özüy dileyim" diye, "özüyünüz kabul edilmiştir" diye cevap geldi. heheh. çok sevimliyim. kimse karşı koyamaz.

bi sus ya

neşeni kaybedince artık seni sakinleştirecek bişeyler yapmaya başlarsın. kafayı takarsın. ilaç gibi gelir. o şeyleri tekrar etmedikçe huzursuz olursun.

"mutlu olmak" nasıl yapılırdı onu zaten unutturmuşsundur kendine. hep bu kafa sesi var ya. ne çıkıyosa ondan çıkıyo zaten. bi susturamadık gitti.

Çarşamba, Mart 24

annemle bozuştum. bakalım kendimden nefret etmeye başlamam ne kadar sürecek?
yangın var!!!

zaman zaman ofisten bu şekilde uzaklaşma dürtüme karşı koymakta güçlük çekiyorum.
güzellik göreceli falan değildir. sadece bazı insanlar zevksizdir:)))
günaydın sumo.bok gibi bi gün daha seni bekliyo.
hala telefon beğenemedim. takıntılıyım. maksimum şekilciyim. ulan bi insanın şekilciliği telefon alırken bile başına bela olur mu? kafayı yemişim ben.

Pazartesi, Mart 22

bu akşam ofiste yalnız takılıcam. bitemeyen lanet işlerle yüzleşmeye karar verdim. biraz müzik dinleyip 2 tekila atarım hhahah.

Pazar, Mart 21

eriyen margarin kokusuna bayılıyorum.
yaz hızla geri geliyor. yakalayabilene bravo. yine tadı tamağımızda kalıcak.
balkon keyfi gibisi var mı? bugün dünya kadar iş yaptık. şimdi fırında kurabiyeler pişerken, balkona attığımız kanepelerin üstünde takılıyoruz.

Cumartesi, Mart 20

bi yerlerde birileri acı çekerek ölüyor.

eski dost

senin bana kırılmak ya da trip atmak gibi bi lüksün olmadığına inanıyorum. dilersen sonsuza kadar kendi kendine trip halinde kalabilirsin:)
ne oynak adammış bedük.

Cuma, Mart 19

az önce bilgisayarımı da parçaladım. herşey tamam gibi.

kusmak


I'm So Sick - Flyleaf

Flyleaf | MySpace Music Videos
asırlardır çalışıyor olabilirim.
ulan bi kendimi rahat bırakamadım. telefon almaya çalışmaktan telefonsuzluğun tadını çıkaramadım. çok kafama takıldı şu sanal dekont mevzusu. hay allah ya.

Perşembe, Mart 18

yanlışlıkla telefonumu iade ettim iyi mi. burdan hepsiburada.com'a tekrar selamlarımı gönderiyorum. ama dekontu kullanarak başka bi telefon alma şansımı da kullanabilirim. yalnız artık kendimden korkar oldum. bu alışverişten çok zararlı çıkabilme potansiyelim olduğunu hissediyorum. bu aynen seri sakarlıklarıma benziyor.
aramızdaki dostluk ateşini çok önce söndürmüş olan biri var ki, beni kızdırması durumunda onu çok fena süsebilirim.
geçenlerde komidinimin üzerindeki toz tabakasıyla bakışıyorduk yine. birden annem aklıma gelince, toz tabakasını yok etmeye karar verdim ve ettim de. sanırım üzerine hiçbişey koymamak daha mantıklı.

Çarşamba, Mart 17

1 aydır telefonsuzum. burdan hepsiburada.com'a selamlarımı gönderiyorum.

Pazartesi, Mart 15

bana

- benim için birşey yapar mısın?
- ne olursa
- mutlu olmaya çalışır mısın?
- çok şey istiyorsun anne
- sürekli korkarak yaşamayı bırakır mısın? çünkü hata diye birşey yoktur. gerilirsin ama yine de şarkını söylersin.

Pazar, Mart 14

pazar

bol yemeli içmeli alışverişli kahkahalı sohbetli bi gündü. şimdi film izlemeyi deneyip yatıcam. bu arada hala gördüğüm rüyayı düşünüyorum ara ara.

Cumartesi, Mart 13

serap

sabah ofise girdiğimde kaydettiğimi sandığım şey:

"o kadar net gördüm ki. geçtim karşına. diktim gözlerimi gözlerine. gözlerimin içine baktın. yaklaştık birbirimize daha da. sarıldık birbirimize sıkı sıkı. gerçekten de öteydin."
toplantı sırasında sağımda duran çiçeği çiğnemek geldi içimden gevrek gevrek.

insanlar kafayı yemiş.

minibüste

100 kilonun üzerinde olduğunu tahmin ettiğim genç bir kadın minibüse bindi. hayır acımayacaktım..

minibüste

bi kadının yanına oturdum. sonra önümüze bi kadın oturdu. yanı boştu. yanımdaki kadın ona selam verdi. tanışıyorlardı. en ön koltuk boşalınca, oraya geçip ikisinin yanyana oturabilme ihtimaline neden olsam dedim. sonra düşündüm de belki de sabah sabah çene çalmak istemezlerdi. hallerinden memnun görünüyorlar. oturmaya devam ettim.
kendimi kandırdığım noktasında film kopuyor işte.
senin beni sevebilme ihtimalinden nefret ettim. çünkü ihtimaller beni hasta ediyor.

Cuma, Mart 12

cilve yapmayalı çoooook uzun zaman olmuş be.
birinden hoşlanırsınız. o size içinden gelmeyerek bi sürü güzel söz söyler (ya da her söylediğini siz iyiye yorarsınız) ve büyük bi hevesle gidip yakın arkadaşlarınıza anlatırsınız.

birinden hoşlanmazsınız ama o size içinden gelerek bi sürü güzel söz söyler. siz onun söylediklerini önemsemez ve kimseye anlatmazsınız.

ne yaman çelişki:)

kalite

bugün vedat milor'un "tadı damağında" gaziantep'te çağdaş imam adında bi baklavacı vardı. bi tepsi baklava için kaç kişinin emek verdiğini görseniz şaşarsınız.
arasıra dua ediyorum. içimi bilinmeyen birine döker gibi. dileklerim zaman içinde yavaş yavaş oluyor. bi an geliyo. ulan diyorum ben bunu yıllarca dilemiştim. işte oldu. ama ne dilediysem oldu. aşk hariç, aşk hakkında dilememeye yemin etmiştim. o tamamen şans işidir çünkü.

mesela son dileğim sevdiğim işi yapabilmekti. şimdi yavaş yavaş farkediyorum ki nefret ettiğim işimi sevmeye başlamışım.

Perşembe, Mart 11

eskiyi anmaktan yorulmadım..

eskiden havada aşkın, hüznün, masumiyetin, hayalkırıklığının, sevincin, sevginin falan kokusunu alırdım.

ben mi değiştim, hava mı?
geçen akşam 19:30 sularında işten çıkmıştım. minibüs beklerken bi amca önümden seyyar sebze tezgahıyla geçti. önce acıdım sonra kendi kendime kızdım. sen kimsin ki acıyosun adama? var mı hakkımız birbirimize acımaya? ona bakarsan ben o soğukta minibüs beklerken, arabasına atlayıp giden kadın da bana acımış olabilir:)

minibüste

birbirimize iyi gelmiyoruz millet. uzak duralım.
rüyamda bir küfür ettim bi çocuğa:)
"sen de insan mısın be! o.ç!" ahahah

Çarşamba, Mart 10

evde kocaman atkılarla dolaşmak çok eğlenceli

Pazartesi, Mart 8

senin ağzını yerim

brandon'ın ağzından çıkan en güzel söz "hiırrr". kelime ağzında şeker gbi eriyo.

Pazar, Mart 7

hayatımda bir tek eksik var. ben.

eskiden bi hayatım vardı. ben ordaydım.

şimdi de bi hayatım var. ama ben orda değilim. uzaktan izliyorum.

küçükken kendi kendime küçük oyunlar oynardım. kendimi mutlu etmeyi bilirdim.

artık oyun oynamıyorum. kendimi de mutlu edemiyorum.

eskiden herşey gerçek olamayacak kadar güzeldi.

artık herşey gerçek olamayacak kadar yapay.

bekliyorum. acaba neyi?

stealing beauty

yıllar sonra tekrar izleyeceğim. bakalım bende çocukken bıraktığı izler silinicek mi.
olmayınca olmuyor.

BENİ sev

bugün vedat milor dedi ki: "karşılıksız aşk diye birşey yoktur. aşk karşılıklıdır." o adamın bi bildiği vardır dedim.

o karşılıksız şeyi belki de yanlış isimlendiriyoruz. adı saplantı, tutku, bencillik..vs. olabilir ama aşk değil. sonuçta okun hedefi karşı taraf gibi görünse de, ucu nihayetinde bize dönüktür.

Cumartesi, Mart 6

ofis

oturdum bekliyorum bişeylerin yoluna girmesini.

Perşembe, Mart 4

öffff

yok ya iş hayatında kaşarlanmış yapmay tavırlar bana bi süre sonra batıyo, olmuyo yani.

Salı, Mart 2

piiiüüüüüüüvvvv

gitmek istiyorum hatta tüymek istiyorum.

Pazartesi, Mart 1

oyalayın bizi

lan kendi memleketinde kendi insanını hor gören başka bi millet var mı? yok valla. biz varız bi keriz. valla çok keriziz.

i hate people

bugün zordu. bu gibi günlerimi tolere edecek hiçbi bok yok hayatımda. günün sonunda yoğun olarak hissettiğim tek şey kafesten kaçma dürtüsü. bir sırt çantası ve ben. başka hiçbişey yok. sevdiklerim de yok. sadece ben ve sırt çantası.
çünkü insan varsa soru da var. ben soru duymak istemiyorum artık. kimse bana bişey sormasın. yoruldum cevap vermekten. insan sesi duymak istemiyorum. insan olmasın.
mesela dalga sesi, maymun sesi, kedi miyavlaması, martı sesi falan olsun. ben bile sessizliği bozmamak için konuşmayabilirim.